Charities Aid Foundation (CAF) tarafından hazırlanan Dünya Bağışçılık Endeksi’nin (World Giving Index) 2021 yılı raporu yayımlandı. Dünya genelinde 114 ülkeden bağışçılık alanından önemli veriler içeren raporda; ülkelerin bağışçılık skoru “tanımadığı bir kimseye yardım etme”, “sivil toplum kuruluşlarına bağış yapma” ve “gönüllülük için harcanan zaman” üzerinden ölçümleniyor. Bizler de yayımlanan raporun ardından raporu hazırlayanlar ile dünyadaki bağışçılık trendlerini ve raporun sonuçlarını ayın yazısında ele aldık.
Yazan: Barış Coşkun
2020 kimi çevrelere göre İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra insanlığın gördüğü en büyük ekonomik, toplumsal ve siyasal krizin hâkim olduğu bir yılken; kimi çevrelere göre ise yeni bir çağın başlangıcı. Toplumların direnci pandemi ile birlikte sağlık, ekonomi, siyaset gibi pek çok alanda değişir ve dönüşürken bağışçılık eğilimlerinin de değişip dönüştüğünü söylemek mümkün. Bu değişimin yalnızca yaşadığımız ülkede veya coğrafyada değil tüm dünyayı sarmalayan pandeminin gölgesinde tüm dünya toplumlarını etkilediğine şahit olduk. Sivil toplum kuruluşlarının pandeminin yarattığı olumsuz etkileri azaltmada oynadığı rol ve bunun yanında sorunların çözümünde bir ana aktör olarak yer alması pandemiden sonraki dönemde sivil toplumu yeni bir eksene oturtacağa benziyor. Vakıflar ve diğer hibe veren kurum ve kuruluşların pandemi ile mücadele kapsamında ‘acil’ kodu ile yürürlüğe soktuğu bağış kampanyaları, hibe programları ve projeler bunun en açık örneği. Bu bağlamda yürütülen yerel destek programları, toplanan yerel bağışlar, kurulan yerel dayanışma ağları; gün geçtikçe güçlenen ve kökleşen bir bağışçılık kültürünün yerleşmesine katkı sağladı. Bu yazıda, Charities Aid Foundation tarafından hazırlanan World Giving Index 2021 raporu üzerinden 2020 yılındaki küresel bağışçılık eğilimlerine, gönüllülük kültürüne ve tanımadığı birine yardım etme eylemine geniş bir çerçeveden bakıp raporun temel bulgularını ele aldık.
2020 yılı gerçekten de tüm siyasi, ekonomik, sosyal ve çevresel etmenleri ele alış biçimlerimizi, toplumsal düzlemde düşünme ve harekete geçme kalıplarımızı yeniden düşünmemizi gerektiren bir yıl olması sebebiyle özel bir yere sahip. Özellikle yıllar sonra geriye dönüp baktığımızda 2020 yılını tüm dünyanın aynı anda baş etmesi gereken büyük bir sorunun hâkim olduğu bir yıl olarak hatırlayacak olmanın yanında farklı ülkelerin, farklı toplumların pandemi ile mücadelede birbirinden çok farklı yöntemler geliştirdiğini bu yöntemlerin toplumların ve ekonomilerin dirençleriyle paralel bir biçimde test edildiğini söylemek mümkün. Peki pandemi ile mücadelede bireylerin tepkisi ne yönde oldu? Pandemi tüm dünya toplumlarını daha dayanışmacı bir noktaya mı yoksa daha -ben- merkezli bir yörüngeye mi götürecek? Bireylerin bağış yapma, tanımadığı insanlara yardım etme ve gönüllülük yapma güdüleri ve pratikleri düşünüldüğünde 2020’nin bir kırılma noktası olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Bir yandan birey-toplum-devlet ilişkilerine dair tartışmalar süregelirken, öte yandan Charities Aid Foundation (CAF) tarafından hazırlanan Dünya Bağışçılık Endeksi’nin (World Giving Index) 2021 yılı raporu yayımlandı. Dünya genelinde 114 ülkeden bağışçılık alanından önemli veriler içeren raporda; ülkelerin bağışçılık skoru “tanımadığı bir kimseye yardım etme”, “sivil toplum kuruluşlarına bağış yapma” ve “gönüllülük için harcanan zaman” üzerinden ölçümleniyor. 2020 yılında toplanan veriler doğrultusunda Dünya Bağışçılık Endeksi 2021’in ilk sırasında Endonezya yerini korurken, ikinci sırada Kenya ve üçüncü sırada Nijerya yer alıyor.
114 ülkeye ilişkin değerlendirmelerin bulunduğu endekste, Türkiye’nin genel bağışçılık skoru %31 ve sıralaması 78 olarak belirlendi. Bir önceki ve 144 ülkenin sonuçlarına yer verilen raporda %20 bağışçılık skoru ile 131. sırada olan Türkiye, 2021 endeks sonuçlarına göre, tanımadığı bir kimseye yardım etmede %59 oranla 48. sırada, sivil toplum kuruluşlarına yapılan bağışlarda %25 oranla 75.sırada ve gönüllülük için harcanan zamanda %10 ile 99. sırada yer alıyor. Araştırmanın yapıldığı ülkelerde 2020 yılında pandeminin de etkisiyle tanımadığı bir kimseye yardım edenlerin sayısı artarak 2009’dan bu yana tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşırken, sivil toplum kuruluşlarına bağış yaptığını söyleyen kişilerin sayısının arttığı, gönüllülük için zaman harcayan kişilerin oranının ise geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi en düşük seviyede sabit kaldığı belirlendi.
Dünya Bağışçılık Endeksi ilk 10 sıralamasında geçtiğimiz yıllarla karşılaştırıldığında gelişmekte olan Sahra-altı Afrika ülkelerinin ve Güney Doğu Asya ülkelerinin listeye ilk sıralardan yerleştiği göze çarparken ekonomisi gelişmiş ülkelerin (ABD, Almanya, İtalya vb. gibi) 2020 yılında ilk 10 dışında kalması dikkat çeken noktalardan. Tüm dünyada gözlenen inanç bazlı bağışçılık pratiklerindeki artışla beraber salgın döneminde yükselen yardımlaşma ve dayanışma duygusunun listelerdeki değişime etkisinin doğrudan referans olarak kullanıldığı raporda pandemi ile mücadelede ekonomik, sosyal ve siyasal krizler yaşayan ülkelerin sıralamalarda geriye düşmesi raporda beklenen bir sonuç gibi görünüyor.
Bağışçılık, gönüllülük, sivil toplum kuruluşlarına destek başlıklarından daha fazlasını anlatan raporun çıktılarını etraflıca tartışmak ve konuşmak üzere Charities Aid Foundation (CAF) Araştırma Müdürü Catherine Mahoney’e çeşitli sorular yönelttik ve sorularımıza yanıtlar aradık.
- Dünya Bağışçılık Endeksi 2021’in sonuçları pandeminin etkisi de göz önünde bulundurulduğunda önceki yıllara kıyasla farklı bir biçimde ele alınmayı gerektiriyor. Özellikle ilk 10’daki ülkelerin yıllar sonra değişmesini göz önünde bulundurduğumuzda bu sonuçları nasıl yorumluyorsunuz?
2021 Dünya Bağışçılık Endeksi raporu, COVID-19 pandemisinin tüm dünyadaki bağışçılığı nasıl etkilediğine dair hem özel bir yere hem de zihin açıcı bir etkiye sahip; pandeminin tırmanışı ile ‘tanımadığı bir kimseye yardım etme’de yaşanan büyük artış, Afrika uluslarının artan cömertliği veya dünyanın en cömert ülkelerinde gördüğümüz gönüllülük ve kaynak yaratmadaki yıkıcı gerileme ve kaybolan fırsatlar. 2020’de Endeks sıralamalarında tam bir alt-üst oluş var; yıllardır ilk 10’da yer alan ülkelerden birçoğunun bağış yapma ve gönüllülük yapmadaki gerilemeden kaynaklı yerini koruyamadığını görmekteyiz. Pandemi bittiğinde 2020’de söz konusu eğilimlerin halen geçerli olup olmadığını yakından takip ediyor olacağız.
- 2021 yılı raporunda ortaya çıkan “tanımadığı bir kimseye yardım etme” ve “sivil toplum kuruluşlarına bağış yapma” noktasındaki yükseliş trendinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini öngörmek mümkün mü? Yoksa, pandemi sonrası dönemde bu tercihlerde değişiklik beklenebilir mi?
Gelecek yıllardaki raporlarda özellikle odaklanacağımız nokta, Endeks’teki geleneksel ilk 10’un geri dönüp dönmeyeceği olacak. Pandemi dünyanın daha varlıklı uluslarının pandemi öncesinde bile gerilemeye başlayan bağışçılık eğilimlerinin geriye dönüşü için bir itici güç olur mu bunu hep birlikte göreceğiz. Örneğin, ABD’de çok yakın zamanda yapılan bir araştırma bunun gerçek olabileceğini gösteren bulgular ortaya koydu. 2021 Raporu Endeksi’nde ilk 10’da ilk kez kendine yer bulan ülkelerin ve toplumların pandemi ile yükseliş gösteren uzun erimli bağışçılık eğilimlerinin nereye evrileceğini gözlemlemek de ilginç bir nokta olacak.
- Rapordaki bulguların tüm dünyadan hükümetlere, STK’lara, hibe verenlere ve bağışçılara neler anlattığını söyleyebiliriz? Tüm aktörler için bir öneri seti çıkaracak olsak bu öneri setinde neler yer alırdı?
Charities Aid Foundation olarak bizler hükümetlere, yasa yapıcılara ve uluslararası fon verenlere şu çağrıyı yapıyoruz: sınır ötesi bağışçılığın güvenli bir şekilde yapılmasının teminat altına alındığı, yerelden gelen bilginin uzun erimli etki yaratmak için fon verme kararlarında etkin rol oynadığı bir bağışçılık ortamınının yaratılması gereklidir. CAF olarak hükümetler tarafından, gelişmekte olan ekonomilerde sürdürülebilirlik yaratmak adına yerel ve orta-sınıf bağışçılığını cesaretlendirici ve geliştirici teşvikler adına atılan adımları destekliyoruz.