Bağışçı Sınıflandırması Rehberi

“Bağışçı sınıflandırması” kavramını daha önce duydunuz mu? Sivil toplum kuruluşları bağışçıları ile olan ilişkilerini daha etkili şekilde sürdürmek ve yönetmek için bağışçılarını belli özellikleri doğrultusunda gruplara ayırabilirler. Bu sayede kaynak geliştirme ve iletişim stratejilerini farklı özelliklere ve tercihlere sahip olan bağışçı gruplarına göre belirleyebilirler. Kaynak geliştirme hakkında bilgiler içeren online bir platform olan Fundly için Nigel Walton[1] tarafından kaleme alınan  “Bağışçı Sınıflandırması Rehberi” (A Nifty Guide to Donor Segmentation) TÜSEV ekibi tarafından Türkçeye kazandırıldı.

Sivil toplum kuruluşlarının (STK) kaynak geliştirme çalışmalarını yürütürken tüm bağışçılara aynı iletişim kanalları üzerinden ulaşması ve benzer şekilde hitap etmesi günümüzde geçerliliğini yitiriyor. Bağışçı sınıflandırması, STK’ların bağışçılarla iletişimlerini kişiye özel hale getirmeleri ve toplanan bağış miktarını artırmaları için önemli bir fırsat sunuyor.

Bağışçı sınıflandırması nedir?

Bağışçı sınıflandırması altında oluşturulan gruplar, STK’ların bağışçılarını belirli kategoriler ve bilgilere göre ayırmalarına olanak sağlıyor. Bağışçılarını önceden belirlenmiş kategorilere göre gruplandıran STK’ların kaynak geliştirme ve bağışçılarla iletişim stratejilerini bu grupların özelliklerine göre belirlemesi gerekiyor.

Bağışçılarınızı önceden belirlediğiniz kriterler doğrultusunda sınıflandırabilir ve seçtiğiniz şekilde gruplandırabilirsiniz. Bağışçıları onlar hakkında toplandığınız bilgiler (yaş, cinsiyet vb.) , tercih ettikleri iletişim kanalları ya da bağış yapma yöntemlerine göre gruplandırabilir ve benzerlik gösterenlere aynı bağışçı sınıfı altında yer verebilirsiniz. Bağışçıların özellikleri oldukça çeşitli olduğu gibi yaptıkları bağışların miktarı da farklı olacaktır. Buna ek olarak, bağış yapmayı tercih ettikleri belli başlı gün ve zamanlara bağlı olarak, bağış yapma takvimleri ve sıklıkları da değişiklik gösterecektir. Bağışların farklı miktarlarda ve değişik zamanlarda yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda, ortak özelliklere sahip bağışçıları aynı sınıf içerisinde konumlandırmak daha anlamlı hale gelecektir.

Sivil toplum kuruluşlarının ve bağışçıların çeşitliliği nedeniyle her STK bağışçılarını farklı şekillerde sınıflandırmayı tercih edebilir.  Bir müzenin ya da çocuklar için yaz kampları düzenleyen bir STK’nın uygulayacağı kaynak geliştirme yöntemleri farklılık göstereceğinden bu STK’ların bağışçılarını sınıflandırmak için tercih edecekleri kategoriler de değişiklik gösterebilir.

Birbirine benzer özellikleri olan bağışçıları bir grup altında toplamak zaman alacaktır. Ancak bu yoğun çalışmanın başarılı bir sonuç vereceğine güvenebilirsiniz! Bağışçı sınıflandırması kuruluşunuzun kaynak geliştirme çalışmalarını yönetmesinde ve bağışçılarla olan iletişimini özelleştirerek güçlendirmesine yardımcı olacaktır.

Bağışçılar neden sınıflandırılmalı?

İlgili Kişiye,

Falan filan, herkese söylenebilecek bir sürü şey. A, bu arada, unutmadan lütfen bağış yapın çünkü sizi önemsiyoruz! Her kimseniz…

Saygılarımızla,

Sözde en sevdiğiniz STK

Bizim bir STK, sizin ise bağışçı olduğunuzu varsayalım. Kuruluşumuz tarafından aşağıda gördüğünüz gibi bir e-posta almak istemezsiniz:

Bizden almayı beklediğiniz e-posta aşağıdaki gibi olacaktır:

Sevgili Maxime,

Her yıl düzenlediğimiz 5 kilometrelik yardımseverlik koşumuza katıldığınız için çok teşekkür ederiz! Koşu büyük bir başarıyla sonuçlandı, bitiş noktasında da bize yardımcı olarak büyük bir katkıda bulundunuz. Yakın zamanda başka bir etkinliğimize de katılacağınızı umuyoruz.

E-posta devam ediyor ve bağış istemek için uygun bir dil yakalıyor; bu noktada okuyan kişi e-postayı ciddiye alıyor çünkü kuruluş o kişinin gönüllü olarak sunduğu katkısı ve çabasını takdir ediyor.

Sevgiler,

Yeni favori STK’nız

Bağışçı sınıflandırması STK’ların bağışçılarıyla kişisel ve özel bir iletişim kurmasını sağlıyor. Bu tür bir yaklaşım bağışçıların beklentilerini karşılamakta çok daha etkili oluyor.

Çok sayıda bağış talebi için e-posta ya da mektup yazmak zor gibi görünebilir ancak istatistikler bağış taleplerini bireylere göre kişiselleştirmek için zaman harcayan STK’ların daha çok, daha büyük ve daha sık bağış aldıklarını gösteriyor.

Bağışçı veri tabanınızı yönetin

Farklı şekillerde ve miktarlarda bağış yapan bağışçıların bulunduğu geniş bir bağışçı havuzunuz olduğunu ve bağışçılarınızla ilgili bilgilere acilen ulaşmanız gerektiğini düşünelim. Bütün bağışçıların bulunduğu tek bir dosya ya da içerisinde samanlıkta iğne aramaktansa bu bilgilere düzenli olarak tutulan ve sınıflandırılmış birden fazla dosya arasından erişmeniz çok daha kolay olacaktır.

Bağışçı sınıflandırması yapmanın kuruluşunuza çok büyük bir yük getireceğini ya da çok fazla dosya oluşturacağını düşünebilirsiniz. Ancak iyi şekilde gruplandırılmış birden fazla bağışçı sınıfı oluşturmak, bağışçıların tamamının yer aldığı ve karmaşık bir listeyi yönetmeye çalışmaktan daha kolay ve etkili olacaktır.

Bağışçı sınıflandırması yaparken kullanacağınız kriterleri net bir şekilde tanımlarsanız, elinizde kolaylıkla kullanabileceğiniz bağışçı sınıfları ve listeleri olur. İletişim stratejilerinizi de bu sınıflara göre belirleyebilirsiniz.

Düzenli bir bağışçı veri tabanına sahip olmanız da oldukça önemli. Bağışçı sınıflandırması, bağışçıları aynı dosya içerisinde yer alan kategorilere göre düzenlediği için size iki noktada yardımcı olacaktır:

  • Kuruluşunuzda kaynak geliştirmeden sorumlu olan kişiler veri tabanı üzerinden çok daha kolay şekilde araştırma yapabilir ve bağışçı bilgilerine erişim sağlayabilirler. Ulaşacakları bilgiler arasında büyük miktarda bağış yapan kişiler, bağış talebini veya davetini e-posta yoluyla almayı tercih edenler gibi bağışçı sınıfları olacaktır.
  • Bir kaynak geliştirme sorumlusu, özel bir bağışçı profili ile karşılaştığında karşısındaki kişinin ne tür bir bağışçı olduğunu kolaylıkla anlayabilir. Böylece tespit ettiği bağışçı grubundaki kişinin tercihlerine uygun olarak belirlenmiş bir iletişim stratejisi izleyebilir.

Bağışçı sınıflandırmasının yapıldığı bir veri tabanı oluşturmak, STK’larda kaynak geliştirme için çalışan kişilerin zamanlarının daha fazla bir bölümünü bağışçılarla konuşmak ve ilişki geliştirmek için kullanmalarına olanak sağlayacaktır. Böylece bu kişiler zamanlarını daha iyi değerlendirebilecek ve kuruluşunuzun kaynak geliştirme çalışmaları daha etkili olacaktır.

Bağışçınıza ne soracağınızı bilin

Farklı bağışçılarla iletişim halinde olmak, bağış isterken farklı iletişim stratejileri kullanmanızı gerektirir. Bağış talebinde bulunmadan önce bağışçılar ve elinizdeki kayıtlar arasındaki farkı inceleyin:

  • Bağışçılar: Kuruluşunuza daha önce bağış yapmış olan kişiler
  • Kayıtlar: Tüm bağışçılarınız, gönüllüleriniz ve kuruluşunuzla yolları kesişmiş olan diğer kişiler için sahip olduğunuz dosyalar

Kayıtlarda olan kişilerin listesi, bağışçılarla birebir örtüşmek zorunda değil. Kayıtlar, kuruluşunuzun herhangi bir şekilde iletişimde olduğu ve kendilerinden bilgi almış olduğunuz kişilerden oluşuyor.

Kuruluşunuzun sahip olduğu kayıtların bazıları bağışçılara aitken, diğerleri yalnızca e-bülteninize kayıtlı olan kişilere ait olabilir. Bağışçı sınıflandırması yaparak kayıtlarınız arasından bağışçılarınızı tespit edebilir ve bağışçıları özelliklerine göre ayırabilirsiniz. Bu tür bir yaklaşım STK’nızın kaynak geliştirme stratejisini geliştirmek açısından da fark yaratacaktır.

Bağışçı sınıflandırması, kişileri, onlardan talep edeceğiniz bağış türüne göre gruplandırmanızı sağlar.

Kuruluşunuzu yalnızca kayıt olduğu e-bültenden dolayı tanıyan bir kişiden ilk seferde büyük miktarda bağış yapmasını istemeniz çok anlamlı olmayabilir. Bu kişi kuruluşunuza ilk kez bağış yapacağı için buna uygun olacak miktarda bağış istemelisiniz. Bununla birlikte, bağışçılarınız kuruluşunuz faaliyetlerinin tamamıyla ilgilenmiyor olabilir.  Bazı bağışçılar yalnızca belli etkinlikler veya projelere yönelik bağış yapmayı tercih edebilir.

Bağışçılarınızdan hangi alanlarda destek isteyeceğinizi belirlerken göz önünde bulundurmanız gereken noktalardan biri şudur: Her bağışçı kuruluşunuzun tüm faaliyetleriyle ilgilenmiyor olabilir ve bağışını yalnızca ilgilendiği faaliyet ya da projeye yapmayı tercih edebilir.

Bağışçı sınıflandırmanızda yer alan her gruptan bağışçıyı memnun etmek için iletişim stratejinizi özelleştirmeniz gerekiyor. Bağışçılarınızı kaybetmemek için ihtiyaç duydukları gerekli bilgileri onlara ulaştırdığınızdan emin olmalısınız.

Doğru miktarda bağış isteyin

Varsayalım ki bir bağışçınız yılda iki kere büyük bağış yapıyor. Peki bu kişiden başka zamanlarda ne kadar bağış istemelisiniz? Çok düşük miktarda bağış talebinde bulunmanız, hayal ettiğiniz miktarı almanızın önüne geçebilir; çok fazla bağış talebinde bulunmanız ise bağışçının rahatsızlık duymasına sebep olabilir.

Yapmanız gereken şey, iyi bir bağışçı sınıflandırması sayesinde bağışçınızı en etkileneceği noktadan yakalamak!

Bağışçılarınızın daha önce hangi miktarda ve sıklıkta bağış yaptıklarını ya da hangi aralıklarla bağış miktarlarını artırdıklarına dair verilere ulaşmak için bir araştırma yapmanız yararlı olacaktır.

Buna ek olarak aynı miktarda ve düzenli bağış yapan bağışçılara yönelik olarak, kuruluşunuzun ne gibi stratejiler izlediğini ve bunların hangilerinin işe yaradığını de incelemelisiniz. Düzenli bir bağışçı veri tabanınız olduğunda bütün bu bilgiler kolayca kayıt altında tutulabilirsiniz.

Bağışçı sınıflandırmasından faydalanarak bağışçılarınızdan hangi miktarda destek isteyebileceğinizi netleştirdiğinizde iletişim stratejinizi bağışçı gruplarınıza uygun şekilde uyarlamanız da kolaylaşacaktır.

Bu sayede bağışçılarınızla bir sonraki yazışmanız ya da telefon konuşmanızda bağış miktarlarını artırmalarını istemek için uygun bir zaman olup olmadığını da bilebilirsiniz. Bağışçılarınızın ne zaman ve ne kadar destek vermek istediklerine dair ipuçlarını takip etmek her zaman önemlidir.

Etkinliklerinizi bağışçılara ulaşabilecek şekilde düzenleyin

Diyelim ki kuruluşunuz tarafından gerçekleştirilen etkinliklerin büyük bir bölümü yaşadığınız mahallede gerçekleşiyor. Kuruluşunuzun tanınırlığını artırmak ve çalışmalarınızı daha fazla kişiye duyurmak için bazı etkinliklerinizi farklı şehirlerde düzenlemeyi tercih ediyor olabilirsiniz. Diğer etkinliklerinizi ise yalnızca online ortamlarda gerçekleştiriyor olabilirsiniz.

Bağışçılarınızın sizden yalnızca birkaç bina ileride mi olduklarını yoksa kolaylıkla ulaşamayacağınız yerlerde mi yaşadıklarını bilmeniz önemlidir. Bağışçılarınızın etkinliklerinize olan fiziksel yakınlık veya uzaklıklarına bağlı olarak onlara ulaşmak için farklı stratejileri izlemeniz gerekecektir. Örneğin size yakın bir yerde yaşayan bir bağışçınız ile kahve içmek için buluşma imkanınız varken, çok uzakta yaşayan bir bağışçınızla telefonda iletişim kurmanız gerekebilir.

Yakınınızda yaşayan bağışçılarınız, bağış yapmanın yanı sıra etkinliklerinizde gönüllü olarak da görev almayı isteyebilirler. Uzakta yaşayan bağışçılarınız ise sizi yalnızca maddi bağışlarıyla desteklemeyi tercih edebilir. Bu iki bağışçı grubuyla kuracağınız iletişim birbirinden oldukça farklı olacaktır.

Sınıflandırma yapmak, hangi bağışçınızın ne gibi bir iletişim yöntemine ihtiyaç duyduğunu belirlemenize yardımcı olur. Her bağışçı her etkinliğinizde bağış yapmayacak olabilir; bu nedenle etkinliğinizde bağış yapan kişileri ayırt etmek önemlidir.

Bağışçı sınıflandırması nasıl yapılır?

Büyük bir bağışçı havuzunu sınıflandırarak yönetilebilir gruplar haline getirmek, sistemli bir yaklaşım izlemeyi gerektirir:

  1. Bağışçılarınızı, kuruluşunuz için en önemli ve öncelikli gördüğünüz bağış yapma kategorisine göre ayırmakla başlayın. Bu kategori, bireylerin ne sıklıkla bağış yaptığı, bağışın en son ne zaman yapıldığı, bağışçının yaptığı bağışların ortalama miktarı veya bağışçının toplamda yaptığı bağış miktarı olabilir.
  2. Seçtiğiniz kategorilere göre ayırdığınız gruplar içerisinde alt gruplar oluşturun. Kuruluşunuz için önemli olan ikinci bağışçı özelliğini belirleyin ve bu şekilde devam ederek istediğiniz şekilde bağışçılarınızı sınıflandırdığınızdan emin olun.
  3. Ortaya pek çok grup çıkmış olabilir. Endişelenmeyin, öyle olması gerekiyor!

Bağışçıların nasıl sınıflandırıldığı, kuruluşunuzda çalışanların kendi önceliklerine göre farklılık gösterebilir. Bu durumun kuruluşunuz için bir sorun haline dönüşmemesi için  birkaç fikir sunuyoruz…

Güncellik, sıklık, bağış miktarı (GSM)

Bağışlara ilişkin veriler, hem kuruluşunuzun yeni bağışçılara ulaşmasında yardımcı olmak açısından hem de uzun yıllar süresince düzenli olarak pek çok bağışta bulunmuş olan bağışçılarınızı belirlemek açısından önemlidir. GSM üç maddede anlatılabilir:

  • Güncellik: Söz konusu bağışçının bağış yaptığı son tarih neydi? Dün? Üç yıl önce? Hiç yapmamış mı?
  • Sıklık:  Bağışçı kuruluşunuza ne sıklıkta bağış yapıyor? Yılda bir kez mi? Ayda bir kez mi? Bu bağışçı hiç bağış yapmış mı?
  • Bağış Miktarı:  Bağışçının bugüne kadar yaptığı bağışların toplam miktarı nedir?

Bağışçılarınızı sınıflandırmak için GSM ölçümlemesini kullanılabilirsiniz. Sınıflandırmayı, bağışçıların en son ne zaman bağış yaptığına ve bağışlarının miktarına göre yapılabilirsiniz.

Bağışçılarla kurulan iletişimin sıklığı önemlidir. Daha sık bağış yaptığını bildiğiniz bağışçılarınızla, birkaç yıl boyunca yılda sadece bir kez bağış yapan bağışçılarınıza kıyasla daha fazla iletişime geçmeniz gerekir. Bağışçılara çok sayıda e-posta yollamanız veya defalarca aramanız onları rahatsız edebilir. İletişim, doğru zamanda ve şekilde kurulduğunda bağışçılar tarafından da olumlu karşılanacaktır

Yeni bağışçı kazanmak isteyen kuruluşların potansiyel bağışçılarıyla, farklı zaman aralıklarında ve farklı şekillerde iletişim kurmaları gerekir. Düzenli yapılan bağışları sürdürülebilir kılmak veya bağış yapmayı bırakmış kişileri tekrar bağış yapmaya yönlendirmek için farklı iletişim stratejileri izlenmesi gerekir.

İletişim Yöntemi

Biz mektup almayı çok seviyoruz ancak başka kişiler daha hızlı olması ve kağıt harcanmaması nedenleriyle e-posta ile iletişimi tercih edebilirler. Bize göre doğrudan postayla yollanan bir bağış isteği etkili iken, başkaları için e-posta yoluyla ulaşan bağış talepleri daha ilgi çekici olabilir.

Tercih etmeniz gereken iletişim yöntemleri, bağışçıların isteklerine göre değişkenlik gösterir:

  • E-posta
  • Mektup gönderimi
  • Telefon görüşmesi
  • Yüz yüze görüşme
  • Online görüşme
  • Sosyal medya
  • Diğer

Bağışçılarınızla tek kanaldan iletişim kurmanız yeterli olmayabilir. Bazı bağışçılar hem telefonda konuşmayı hem de yüz yüze sohbet etmeyi tercih edebilir. Bu nedenle iletişim stratejilerinizi bağışçılarına öncelikleri ve kuruluşunuzun ihtiyaçlarına göre çeşitlendirmeniz gerekebilir. En doğru iletişim kanalını seçmeniz için bağışçılarınızın tercihini bilmeniz gerekir.

İstenilen Bilgiler

Bağışçıların kişilikleri ve kuruluşunuzla kurdukları ilişki STK’nız hakkında neler bilmek istediklerini ve sağlayacağınız hangi bilgilerin onları bağış yapmaya yönlendireceğine belirler. Özel etkinlikler, programlar, kuruluşunuzun yarattığı etki gibi konular da bağışçılarınızla iletişim kurmanız açısından önem taşır.

Aslına bakarsanız, pek çok bağışçı kuruluşunuza dair bilgileri öğrenmek isteyecektir çünkü doğrudan para istenmesi hoşlarına gitmeyebilir. Bağış talebi, başka bilgiler eşliğinde iletilebilir.

Kişiler, kuruluşunuzun yalnızca bağış istemek için kendileriyle iletişime geçmesini istemeyebilir. Ancak iletişimi devamlı kılmanız önemlidir çünkü kişinin bugün bağış yapmak istememesi, yarın bağış yapmayacağı anlamına gelmez.

Yeni bağışçı kazanmak uzun süreye yayılan bir süreç olabilir. Eğer sabırlıysanız, kuruluşunuz hakkında bilgileri potansiyel bağışçılarınızın ilgisini çekecek şekilde parça parça onlarla paylaşabilir, henüz bağışçınız olmayan kişileri birer bağışçıya dönüştürebilirsiniz.

Demografi

Bağışçıların özellikleri pek çok kategoriye göre farklılaşabilir. Bu kategorilerin çoğu aslında genel ve basit gruplandırmalardır:

  • Yaş
  • Cinsiyet
  • Gelir düzeyi
  • Konum

Bağışçıları, ait oldukları neslin özelliklerine göre sınıflandırmak da bir seçenek olabilir. Örneğin, kuruluşunuzun kaynak geliştirme sorumlularının “millenials” adı verilen Y kuşağı gençler ile “baby boomers” adı verilen 1946-1964 dönemi arasında doğmuş olan kişileri bağışçı olarak kazanabilmek için farklı stratejiler izlemesi gerektiği biliniyor.

STK’lara özel demografik kategorilerin varlığından da söz edebiliriz. Bu kategoriler bağışçıların veya potansiyel bağışçıların kuruluşunuz ile olan ilişkisi ve kuruluşunuzdaki rolü ile alakalıdır:

  • Çalışan
  • Gönüllü
  • Yönetim kurulu üyesi
  • Bağışçı
  • Danışman
  • Yukarıdakilerin yakını veya arkadaşı
  • Diğer

Bağışçı ile olan ilişkinizin süresi önemlidir. Kuruluşunuzla daha uzun süreli bir ilişkiye sahip olan bağışçı ile kuracağınız iletişim, kuruluşunuz için ilk defa gönüllülük yapmış olan bağışçıya göre farklılık gösterecektir.

Bağışçı sınıflandırmasını yaparken düşünmeniz ve değerlendirmeniz gereken çok şey var ancak unutmayın ki, sınıflandırma sonucunda bağışçılarınızla kuracağınız kişiye özel iletişim onların kalbine giden yol olacak!

Tercih edilen bağış yöntemi

Bağışçılarınıza farklı bağış yapma yöntemleri sunmanız ve onları bu yöntemlerin ne kadar güvenli olduğuna dair bilgilendirmeniz gerekir.

Bağışçıların, tercih ettikleri yönteme uygun şekilde bağış yapmalarına olanak sağlamak güvenilirlik konusundaki endişelerini azaltmanıza yarayacaktır.

Bağış yapma yöntemlerinden bazıları şunlardır:

  • Kredi kartı yoluyla yapılan online bağışlar
  • Kredi kartı yoluyla telefon ile yapılan bağışlar
  • Nakdi bağış
  • Diğer[2]

Eğer bağışçınız özellikle tercih ettiği bir yöntem olduğunu söylüyorsa bu yolu izlemelisiniz. Bağışçıların hangi yöntemlerle bağış yapmayı tercih ettiklerini takip edin çünkü genelde bağışçılar aynı yöntemi ard arda kullanırlar. Uzun süredir bağış yapan kişiler size hangi bağış yöntemlerinin popüler olduğu konusunda fikir verebilir. Siz de bu sayede yeni bağışçılarınız olacak kişilere tercih etmeleri muhtemel olan yöntemleri sunabilirsiniz.

Bağışların hangi yollarla geldiği, bağış yapan kişi ya da kuruma göre farklılık gösterecektir. STK’lar genelde bireylerden bağış alır ancak bazı bağışlar şirketlerden veya hibe programlarından elde edilir. Şirketlerin bağışlarını nasıl yapmayı tercih edecekleri ve hibe yoluyla verilen fonların hangi yolla aktarılacağı arasında farklar olabilir.

Bağışçıların tercih ettikleri bağış yöntemlerini bilmeniz önemli, ancak bir o kadar önemli olan bir diğer şey de o yöntemleri maksimum miktarda bağış alabilmek için kullanmak.

Bağışçı sınıflandırmasının önündeki en büyük engel nedir?

Sabırla saldırmayı bekleyen, bütün yoğun çalışmanızı yerle bir edebilecek bir düşmanınız var: veri bütünlüğü.

Elinizdeki veri doğru veya güncel değilse hiçbir işinize yaramayacaktır. Verideki hatalar, toplanan bilgilerin yetersiz şekilde ya da güvenilir olmayan kaynaklardan toplanması veya güncel tutulmaması gibi sebeplerden kaynaklanabilir.

Veri bütünlüğü konusunda öne çıkan bir diğer nokta, elinizdeki bilgiyi etkili bir şekilde kullanıp kullanamadığınızı görmekle ilgilidir. Verilerin hem kullanılabilir ve işe yarar şekilde depolanması hem de ihtiyaç anında kuruluşunuzdaki herkes tarafından erişilebilir olması gerekir.

Neyse ki günümüzde veri bütünlüğü ve güncelliğini korumayı kolaylaştıran teknolojiler bulunuyor. Örneğin CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi) sistemleri, elinizdeki verileri depolamanızı, paylaşmanızı ve kullanmanızı sağlayarak kaynak geliştirme çabalarınızı daha etkili kılar ve kolaylaştırır.

Bağışçı sınıflandırması yalnızca bağışçı grupları oluşturmakla ilgili değildir. Sınıflandırmanın asıl amacı bağışçılarınızı daha iyi tanımanızı ve anlamanızı sağlamaktır. Bağışçı sınıfları, kaynak geliştirme faaliyetlerinizi çok daha kolay ve etkili bir şekilde yapmanıza yardımcı olacaktır.

[1] Nigel Walton, Fundly’de Müşteri Eğitimi Birimi Yöneticisi olarak çalışıyor. Walton yaptığı çalışmalarla STK’ların bağışçılarla olan ilişkilerini daha etkili yöntemler yoluyla yürütmeleri ve hedefleri doğrultusunda kaynak geliştirmelerine katkı sağlıyor. “A Nifty Guide to Donor Segmentation” yazısının orijinaline buradan ulaşabilirsiniz.

[2] Yazının orijinalinde posta yoluyla veya yüz yüze STK’lara iletilen bağış çeklerinden de bahsedilmektedir. Ülkemizde yaygın olarak kullanılmadığı için yazıda buna yer verilmemiştir.